{ "title": "Aşı Vurma", "image": "https://www.asi.gen.tr/images/asi-vurma.jpg", "date": "20.01.2024 05:43:49", "author": "muhsin doğru", "article": [ { "article": "
Aşı vurma, insan bedeninde olası hastalıklara karşın sağlamlık hali geliştirme işlemi olarak adlandırılır. Vücutta yabancı maddeye karşılık veren savunma maddeleri bulunmaktadır. Öncelikle mikropların maddeleri beden için birer antijendirler. Çoğu enfeksiyon hastalıklarında, hastalığı atlattıktan sonra, kişilerde, o hastalıklara karşı bir sağlamlık hali yani bağışıklık meydana çıkar. O zaman, bu hastalıklara karşı yapay tedbirler ile kişilere dayanıklılık kazandırmak olanağı vardır. Bu bağışıklığı kazandırma ya insan bedenine zararsızlaştırılmış, etkisizleştirilmiş antijenleri müsait yöntemlerle vererek ya da bir başka bünyenin o mikroba karşı yapmış olduğu antikorları alıp vermekle olur. Bu işlemlerden ilkine aktif bağışıklama, ikincisine de pasif bağışıklama denir. Vücut kendi çabasıyla antijene karşı koruma maddelerini, antikorlarını hazırlamış olur. Etkisiz bağışıklık: Bir başka organizmada, o mikroba karşı vücuda gelmiş antikorlar verilir. Etkisi hemen başlar, fakat birkaç hafta kadar yakın bir zaman devamlılık gösterir. Aktif bağışıklamada ise bağışıklık zamanı yıllarla mukayese edilir. Bakterilerce yok edilen zararlı cisimlere, başka bir söyleyişle bakteri zehirlerine toksin denir. Toksinlerin zararsızlaştırılmasıyla, bakterilerin toksinlerine karşı aşılar yapılmıştır.

Farklılık gösteren mikroplar vardır. Bunların ise kendi başlarına ömürlerini sürdürme ve çoğalma özellikleri vardır. Virüsler de kendi başlarına yaşama özellikleri bulunmayan, hücreler içerisine girerek ancak onlarda çoğalabilen varlıklardır. Virüs, kendisi içerisinde gerekli maddeleri, içinde parazit olarak yaşadığı hücrelere yaptırır. Başarılı bir şekilde dayanıklılık kazandırmak, virüs hastalıklarına ve bakteri toksinleriyle olan hastalıklara karşı mümkündür. Bakterilerin çoğalması ile olan enfeksiyon hastalıklarında başarı çok fazla değildir. Difteri, tetanos, şarbon, botulizm gibi hastalıkların belirtileri; bakteriler değil, bakterinin salgıladığı ekzotoksinler nedeniyle ortaya çıkarlar. Ekzotoksinin neden olduğu hastalıklarda vücut koruma maddelerini, yani antikorlarını bakteriye karşı değil, toksinlere karşı yapar. Böylelikle antitoksik bir dayanıklılık ortaya çıkar. Bakteri toksinleriyle meydana gelen hastalıklarda hasıl olan bağışıklık oldukça uzun sürelidir. Toksinlere karşı olan bağışıklık, zehirliliği giderilmiş toksinlerin zerk edilmesiyle olur. Böyle üretilen toksoitler vücuda zerk edilince kişide bağışıklık yapar, fakat hastalık belirtileri meydana getirmez. Toksoit kullanımı en çok tetanos ve difteri hastalıklarına karşı kazanılan bağışıklıkta önemlidir. Virüs hastalıkları oldukça uzun süreli bağışıklık bıraktığı için bunlarda da aktif bağışıklık kazanmak mümkündür.

Canlılığı olan aşılar; hastalandırma olasılığı azaltılmış, lakin çoğalma kabiliyetini koruyan virüsler ile olur. Bu tür aşıların en önemlileri; çiçek, çocuk felci, kuduz, kızamık, kabakulak aşılarıdır. Canlılığı olmayan aşılar; Çoğalma özelliği olmayan virüsler ile yapılır. Canlı ve cansız aşıların avantajlı ve dezavantajlı yönleri vardır. Canlı aşılar, ölü aşılardan fazla uzun süreli bağışıklık bırakırlar; ancak, canlı virüs aşılarının en önemli dezavantajı, virüsün hastalandırıcılık özelliğini yeniden kazanması durumudur. Bakterilere karşı vücuda gelen bağışıklık, çeşitli bakteriler arasında çok fazla değişiklik gösterir. Yumuşak yara gibi hastalıklara hiç bağışıklık gelişmemesine karşılık, Boğmaca da ömür boyunca bağışıklık gelişebilir. Bakterilere karşı da geniş etkili aşılar, şimdilik kolera ve tifüs hastalıkları için yapılmaktadır. Virüs; nükseden karaciğer iltihabına, siroza ve karaciğer kanserine sebep olan bir hastalığa yol açtığından, aşısı çok mühim iştir.
" } ] }